Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem Vefatindan sonrasi ve ummete vedasi

11.11.2014 15:11

          Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefatında sonrası ve

           Ümmete vedası

 

 

           İşte böyle bir Peygamber ki; Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem hayattayken kendi evlatlarının, torunlarının sıkıntılarını taa kıyamete kadar olanların hepsini bilirdi. Ama burada şunu da unutmayın.

Kendisini menfaatlerine kullananları da görüyor. Düşünün yani!

           Acaba onlar o gönül defterinde var mı?

           Kayıtlı mı?

          Buralarda düşünmek lazım!

 

         Bunları ben, bunları böyle cahil cahil söylüyorum ama tabi biz kimseyi kastetmiyoruz. Burada hâşâ. Burada en büyük kasıt kendi nefsimizdir. Biz kendi nefsimizi daha yenemedik. Ama Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i canı gönülden seve seve onun izinden gide gide İnşallah bir gün yeneriz. Nefsimizi de yeneriz.

         İşte bu ulvi Peygamberin herkes etrafında herkes, o dönemin insanları herkes diyor ki; “anam babam sana feda olsun Ya Rasulullah,” diyor ve bir gün geliyor.  Hazreti Peygamber Efendimiz (SAV)

 

             Kullu nefsin zâikatul mevt Ankebut 57

 

             Ayeti gereği Refik’i Ala’ya diyor. Son nefesinde, yani arkadaşların en üstünde!

             Refik, Refika, arkadaş demektir.

             

           Düşünebiliyor musunuz?

 

           Allah’u Teâlâ’ya öyle bir ünsiyeti var ki, giderken dünyalar beden âlemin de koparken diyor ki; “yolculuk, Refik’i Ala’ya” yani Allah’u Teâlâ’ya. Öyle bir aralarında ünsiyet var ki, Allah’u Teâlâ’yı, o nazla, arkadaş olarak görebiliyor. Düşünebiliyor musunuz? Bu da sevgilerin en üstünü, sevgilerin güzel bir örneğidir.

 

            Ve vefatından sonra acı durumlardan bir tanesi maalesef maalesef üç gün, kayıtlara göre üç gün Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem O mübarek naaşı yerde kalıyor.

 

           Dışarıda bir kalabalık!

 

            Onun yerine, bizim kabilemizden geçecek, yok bizim kabilemizden kavgası var.

           

            Bunu izah etmek mümkün değil yani! Hani bu tasavvur edilmiyor ama hâşâ böyle bir şeyde düşünmeyi istemiyorum.

           Misal; Hazreti Peygamber Efendimiz (SAV) bu devirde yaşasaydı. Misal diyorum yani, ben sanmıyorum ki kimse onu öyle üç gün dışarıda bırakıp da şey yapa, ben bilmiyorum yani.

 

         Ama ne hikmetse orada öyle bir şey zuhur ediyor.  Tabi bu arada orada olan insanların da kabahati yoktur. Orada zuhurat öyle! Biz hiç kimseye bir şey söylemiyoruz. Tabi ki onun sahabeleri, eyvallah. Biz onların tırnağı gelemeyiz ama çok acı bir durum bu aslında.

         İşte cenazesini dahi Hazreti Ali ile Zeyd iki kişi yıkıyor.

     

        Düşünebiliyor musunuz?

     

           Bugün sıradan bir insan göçüyor da cenazesinin etrafında kırk elli kişi, ama ben nasıl döneyim diye düşünüyor. Sıradan bir şeyh öbür âleme göçüyor da. Milyonlar toplanıyor da onun cenazesini kaldırıyorlar. Ama Hazreti Peygamber Efendimizin Sallallahu Aleyhi ve Sellem cenazesi yerde,

         

       3 gün bekliyor.

 

           Cenazesini iki kişi yıkıyor. Hazreti Ali bir tanesi ve cenaze namazını da 2’şer 2’şer 3’er 3’er kılıyorlar. Halk çünkü dışarıda taht kavgasında! Öyle diyelim artık, bu biraz gücümüze gidiyor. Yanlış anlamayın.

          Âlemlere Rahmet Peygamber gelmiş Sallallahu Aleyhi ve Sellem yeryüzüne.

         

        Yeryüzüne tüm Rahmet inmiş.

 

       İşte doğuşunda biliyorsunuz, Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem. Bütün o münafıkların sarayları, marayları ve kuleleri hepsi yıkıldı. Mecusilerin ateşi söndü. Çok yerlerde başka şeyler zuhur etti. Bütün mucizeler, bunlar anlatılır. Mevlitlerde de anlatılır. Ama vefatında böyle çok acı bir durum ile karşı karşıyayız. İşte O öyle bir Peygamber ki;

           O gün dahi, beklide gecenin birçok bölümünde, Allah’u Teâlâ’ya, ibadetinden sonra;

 

 

          Bu ümmet için,

          Bu ümmetin cehaleti için,

         Bilmezliği için,

        Bu ümmetin nefsinden kopamadığı haller için, belki de,

       Çok ağladı dua etti.

       Yani bunları da unutmayın!

       Unutmayın!

 

Bizler Hazreti Peygamber Efendimizi (SAV) ağlatan ümmetleriz.

Maalesef!

 

 

            Hala daha bugün bir yanlışız olsa, o yanlışın sızısı manevi âlemde Hazreti Peygamber Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem gönlüne düşüyor.

 

 

Bunu da unutmayın!

Unutmayın yani!

Bunu nerden anlıyoruz?

Öbür âlemde bütün peygamberler nefsim nefsim diye sızlanırken, işte bu âlemlere Rahmet Peygamberi Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Hazreti Muhammed Efendimiz Sallallahu Aleyhi ve Sellem,

 

 

Ümmetim!

Ümmetim!

Diye, sızlanan bir Peygamber.

Elbette ki bu dünya hayatında da bizler için çok gözyaşı dökmüştür.

 

           Bunları da unutmamak lazım ve öyle bir Peygamber ki; zamanın geçmişine ve geleceğine bizzat giderek birçok sevdiğini tabi o sevdikleri onu göremez ama O kendisi görüyor. Zaman içinde yolculuk yaptığı için defterine yazmıştır. Seçmiştir. Evvelinde de görmüştür orada ama zamanın içersinde de mesela; bu 1400 yıllık zaman çersinde işte ondan bu yana 1400 küsur yıl geçti. 1400 yıl içersinde, Gidip kendini ziyaret edenlerde var. Daha geçmiş zamanlardan gelip de kendisini ziyaret edenler de var.

          O öyle bir Peygamberdi.